Sabriye Alganer Yazıcı: Aromaterapiyle Yeniden Doğuşun Hikayesi

Sabriye Alganer Yazıcı: Aromaterapiyle Yeniden Doğuşun Hikayesi

1989 yılında Mersin’de doğdum.
Hayatım boyunca çalışkan, öğrenmeye meraklı ve kendi yolunu çizmeye kararlı bir insan oldum.
Eğitimimi tamamladıktan sonra iş hayatına atıldım; ancak hayatın bana hazırladığı en büyük sınavı henüz yaşamamıştım.

2015 yılında, bir kafede otururken gerçekleşen bombalı bir saldırının ortasında kaldım.
O gün yalnızca bedenimde değil, ruhumda da derin yaralar açıldı. Ellerimde ve yüzümde kalıcı izler kaldı, uzun süre tedavi gördüm.
Fakat bu zorlu süreç, aynı zamanda benim yeniden doğuşumun başlangıcı oldu.

Tedavi döneminde doğanın iyileştirici gücüyle tanıştım.
Bitkisel yağlar ve aromaterapi, yalnızca cildimdeki izlerin iyileşmesine değil, içimdeki huzurun yeniden filizlenmesine de yardımcı oldu.
Her damlada doğanın sevgisini, her kokuda yaşamın umudunu buldum.
Bu şifa bana sadece iyileşmeyi değil, hayatın özünü de hatırlattı.

Zamanla bu alan bir tutkuya dönüştü.
Türkiye ve yurtdışında aromaterapi, fitoterapi, doğal kozmetik ve güzellik alanında eğitimler aldım.
Kendimi geliştirdikçe, başkalarına da bu şifayı ulaştırmak istedim.
Ve böylece Sabral doğdu.

Sabral, benim için yalnızca bir marka değil; iyileşmenin, sevginin ve yeniden doğuşun sembolü.
Her bir ürün, doğadan gelen saflığı ve kalpten gelen niyeti taşır.
Çünkü ben inanıyorum ki; doğa, insana hem güzelliği hem gücü öğretir.

Bugün Sabral, yalnızca cilt bakım ürünleri sunan bir marka değil;
doğanın şifa enerjisini, insanın içsel gücüyle buluşturan bir yolculuk.
Benim hikâyem, aromaterapiyle yeniden doğuşun hikâyesi.
Ve her formül, yaşanmış bir mucizenin içinden süzülüp gelen bir dua aslında.